Levent Yerleşkemizden ortaokul öğrencimiz Talu Yıldırım’ın (6G) change.org’ta başlattığı “Türkiye’de plastik poşetler ücretli olmalı ve doğamızı korumalıyız” kampanyasıyla ilgili Hürriyet’in web sitesinde yayımlanan röportajı:
Talu Yıldırım’ın, online imza kampanyası platformu change.org’ta başlattığı kampanya büyük ilgi görüyor. Yıldırım’ın böyle bir işe giriştiğini görenler, siteye ‘Aferin kız sana!’ diye yorum bırakıyor.
Bundan yaklaşık üç ay önce change.org’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yönelik, ‘Plastik poşetler ücretli olmalı’ başlıklı bir kampanya açıldı. Kampanyanın ilginç yanı; hem doğaya hem de sağlığa zararlı plastik poşetlerin hayatımızdaki yerini sınırlayacak etkili bir çözüm önermesinden öte, kampanyayı başlatan kişinin 12 yaşında olmasıydı.
Para Ödediğimiz Şeye Önem Veriyoruz
Talu Yıldırım, ailesiyle birlikte Safranbolu’daki anneannesini ziyarete giderken, yol kenarında gördüğü plastik şişe ve poşet yığınlarından çok etkilenmiş. Yurtdışı seyahatlerindeyken plastik poşet için para ödediklerini anımsamış. Para ödediği şeylere daha çok önem vermesi, günümüz insanının en büyük zayıflıklarından biri. Yıldırım, insanın bu zaafını doğa için faydalı olacak şekilde kullanmanın iyi bir fikir olacağını düşünmüş: “O sırada radyoda change.org kampanyalarıyla ilgili bir yayın vardı. Anneannemin evine varır varmaz bilgisayarı açıp araştırma yaptım. Change.org’un insanların birleşip seslerini duyurabildikleri bir site olduğunu gördüm. Ben de hemen plastik poşetlerle ilgili bir kampanya başlattım.”
Atıkları Ayrıştıran Bir Aileden Geliyor
Yıldırım, burada kampanya açmanın beş dakikasını aldığını söylüyor:
“Böyle bir şey yapmak için muhtarlığa, belediyeye, Bakanlık’a falan gitmem gerekseydi herhalde başarıya ulaşamazdım. Çünkü oralarda kimse beni ciddiye almazdı” diyor. Genç aktivistin 13 yaşından küçük olduğu için yalnızca anne-babasından izin alması gerekmiş. Annesi Ferda Hanım (Yıldırım), kızının bu girişiminin onu hiç şaşırtmadığını söylüyor. Talu da ikizi İmre de her zaman sokak hayvanları ve çevre konusunda çeşitli araştırma ve yardım faaliyetlerinde bulunuyorlarmış. Onlar Greenpeace’e bağış yapan, oturdukları sitenin kedilerine bakan, evde atıkları ayrıştıran bir aile zaten…
“File Torbalar Varken Çok Mutluyduk”
Ama sitenin takipçileri “Merhaba, ben Şişli Terakki Ortaokulu’na giden, altıncı sınıfta bir kızım. Son zamanlarda naylon poşetlerle ilgili bir kampanya başlatmak istiyordum” diye başlayan kampanya metnini görünce biraz şaşırmışlar. Kampanya metnin altına bırakılan yorumlarda “Aferin kız sana!” diyen de var, “Nereden aklına geldi, haklısın, file torbalar varken çok mutluyduk” diyen de… Ailesi, sınıf arkadaşları, okul yönetimi, change.org yetkilileri… Hepsi büyük ilgi göstermişler bu girişime.
Kampanya açıldıktan kısa bir süre sonra ‘İstanbul Adalar Belediyesi naylon poşet kullanımını yasakladı’ haberi gelmiş. Belediyenin kampanyadan ilham alıp almadığını bilmiyoruz ama başka belediyelerin de Adalar Belediyesi’ni izlemesi Yıldırım’ın en büyük temennisi. İmza sayısının artması için kampanyayla ilgili bir kısa film çekmek ve süpermarket zincirlerinin yöneticileriyle iletişime geçmek istiyor bir de… Naylon poşet satışından gelen paraların doğa için çalışan bir sivil toplum kuruluşuna aktarıldığı günün hayalini kuruyor.
“Bütün Kampanyaları Ben Başlatamam”
“O kadar çok kampanya başlatılabilir ki… Doğayla ilgili, evsiz insanlarla ilgili… Ama hepsini ben başlatamam. O yüzden diğer insanları da kampanya başlatma konusunda teşvik etmek gerekiyor. Türkiye’de insanlar ‘Nasılsa başarıya ulaşamaz’ diye düşündükleri için harekete geçmiyor” diyor.
Böyle Şeyler Derslerden Daha Önemli
Peki açtığı bu kampanyayla Bakanlık ilgilenmez, böyle bir yasa çıkmazsa? Böyle bir durumda ‘birazcık’ üzüleceğini söylüyor Yıldırım: “Ama mücadele etmeye devam ederim. Gerçekten çok uğraşırsam ve arkamda çok insan olursa bir gün mutlaka dikkate alırlar”. Annesi, bir arkadaşının “Geçenlerde aldığım bir şeyi poşete koyacaktım, Talu’nun kampanyası geldi aklıma hemen çektim poşetten elimi” dediğini anlatıyor. Bireysel olarak bu değişimi yaratmak da en az yasaları değiştirmek kadar önemli. Bireysel değişimi sağlayacak olan da eğitim…
Yıldırım bu konuyla ilgili olarak da; “Türkiye’de siyaset, bilim ve doğadan daha fazla önemseniyor. Okullarda çevre dersleri olmalı. Hayatımız boyunca hiç ihtiyacımız olmayacak şeyler öğreniyoruz. Keşke biraz da çevreyle ilgili bir şeyler öğrensek” diyor. Bu konuda kendini şanslı hissettiğini, çünkü kendi okulu Şişli Terakki’de bu konuda pek çok aktivitenin düzenli yapıldığını söylüyor.
Yıldırım, iki yıl sonra TEOG sınavına girecek, okulun yüzme takımında, izci kulübüne üye, bir yandan da gitar çalıyor. “Zamanım değerli, bununla uğraşacağıma iki test daha çözerim” diye düşünmemiş mi hiç? Hayır. Böyle şeylerin derslerden daha önemli olduğunu düşünüyor.
Bu röportaj www.hurriyet.com.tr adresinde yayımlanmıştır.