Lise Öğrencilerimiz Kıvanç Koçak’la Çeviri Üzerine Sohbet Etti

1200

Her iki yerleşkemizden lise 9. sınıf öğrencilerimiz, 18 Nisan Pazartesi günü İletişim Yayınları çevirmen ve editörü Kıvanç Koçak’la çevrim içi ortamda sohbet etti. Koçak’ın çevirdiği ve öğrencilerimizin de Türk Dili ve Edebiyatı dersi kapsamında inceledikleri Satranç kitabından hareketle çevirinin incelikleri ve esasları üzerine konuştular.

Söyleşi, Levent Yerleşkemizden öğrencimiz Sude Beyaz’ın (9B), Koçak’ın biyografisi hakkında hazırladığı sunumla başladı. Ardından Koçak, Stefan Zweig’ın hayatının önemli noktalarını ilgi çekici ayrıntılarla aktardı. Zweig’ın hayatında Nazi baskısının çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Koçak, bu baskıdan kurtulmak için Brezilya’ya giden yazarın burada da Nazi döneminin bunalımlı yapısını aşamadığını ve bu yüzden de intihara sürüklendiğini anlattı. Hem dönemi içinde hem de çağdaş dünyada çok okunan bir yazar olduğunu söyleyen Koçak, kendisinin Zweig ile tanışma sürecinin lise yıllarında gerçekleştirdiğini belirtti. Almanca öğretim veren bir lisede okuduğunu ve o zaman dilimindeki ders kitaplarından birinin de Satranç olduğunu söyleyerek orada çok etkilendiği yazarı ileride de okumaya devam ettiğini paylaştı. Ardından çeviri faaliyetlerinde önemli olan unsurlarla sohbetin odağını genişletti. Çevirmenliğin en önemli yönlerinden birinin dilsel aktarım kadar kültürel aktarımların da olduğunu ifade eden Koçak, bu düşüncesini: ‘’Bu yapılmadığında kuru bir çeviri elinizde kalıyor ve o edebiyat eserinin aktardığı dünyaya ait değerleri okuyucuya tam geçiremiyorsunuz.’’ diye belirtti.

Öğrencilerden gelen “Çeviri ve editörlük faaliyetlerinde karşılaşılan en büyük zorluklar nelerdir?” sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: “Bunu iki başlık altında değerlendirebiliriz: 1. Editör görevinizi gerçekleştirirken yazarlarla birlikte çalışıyorsunuz ve göreviniz gereği de yazılarını eleştirmeniz, düzeltmeniz, önerilerde bulunmanız gerekiyor. Bazen bu insanlar bu konudaki görev gereği yaklaşımları oldukça yanlış anlayabiliyor. Elbette bu açıdan bir editör olarak diplomasi yeteneğinizi geliştirmeniz gerekiyor. 2.’si ise Türkiye’de çevirmen olmanın gerektirdiği bazı zorluklar var; kısa zamanda çok çeviri yapmak zorundasınız. Bu önemli bir sorun olabiliyor.’’ İyi bir çevirmenin sahip olması gereken özelliklere de değinen Koçak, öncelikle çevirmenin yazarın üstüne çıkmaması gerektiğini açıkladı. Kendi üslubunu katmadan, yazarın sözcüklerini olabildiğince gerçeğe uygun kalarak çevirmenin en dikkat edilecek noktalar olduğunu vurguladı.

Son olarak ise, Zweig’ın yeni bir kitabını daha Almanca aslından çevirdiğini söyleyen Koçak, bir sene içinde baskısının okuyucularla buluşacağını paylaştı.