Eğitim kurumlarının “başarı” tanımlamaları birbirinden farklılıklar gösterse de, başarılı olma arzusu konusunda ortak noktada buluştukları görülmektedir. Kurumsal vizyon ve hedefler doğrultusunda bir araya gelen okul topluluğunun tüm üyeleri, büyük bir ekibin önemli birer parçası olmakla birlikte, ekibi oluşturan farklı küçük grupların da parçası olarak çalışırlar.
Ortak amaçlar, görevler ve benzer değerlerle bir araya gelen farklı profil özelliklerindeki üyelerin birlikteliklerini çerçeveleyen yasal düzenlemelerle birlikte kurumsal ögeler de bulunmaktadır. Okulun kuruluş tarihi, kuruluş yeri, misyonu, öncelikli hedefleri, eğitim anlayışı, değerleri, yazılı kültürü ve tüm sosyal dinamikleri okul topluluğunun iletişim şekli ile performansını doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler. Kurumsal kültürü oluşturan inanç, düşünce ve normların her biri, birer değer olarak sistemi güçlendiren yapı taşlarıdır.
Aynı çatı altında ve ortak amaçlar için bir araya gelen gruplar her zaman başarılı bir ekip çalışması ortaya koyabilirler mi? Hangi şartların sağlanması ekibin performansını olumlu yönde etkiler? Ekip başarısında liderin rolü nedir? Eğitim kurumlarında çalışan aidiyeti kendi kendine mi oluşur? Elbette başarılı bir ekip çalışması için sağlanması gereken koşullar ve başarılı bir liderlik süreci göz ardı edilemez.
Kurumun başarı kriterlerinin karşılanması için öncelikle tüm üyelerin, birbirleriyle ve ekibin bütünüyle özdeşleştiği “güvene dayalı saygı” ortamının sağlanması gerekir. Çünkü çalışanlar ancak kendilerini tehdit altında hissetmedikleri bir ortamda ifade edebilir, ekip çalışmasının gerektirdiği tutum ve davranışları sergileyebilirler. Güven ilişkisinin oluştuğu ortamda, “biz bilinci” egemendir ve kişiler/gruplar arasındaki rekabet, zarar verici nitelikte değildir.
“Kontrol edilebilir rekabet ve yaratıcılığı” teşvik edecek ölçüde çatışmaların varlığı, etkili liderlik süreçleriyle yüksek nitelikli sonuçların üretimine katkı sağlayabilir. Ancak rekabetin sınırsızca teşvik edildiği bir çalışma ortamında çatışmaların zarar vericiliği kaçınılmazdır. Bu nedenle okul yöneticilerinin, “dengeli bir okul iklimi” yaratma konusundaki bilinç ve becerileri çok önemlidir. Kontrolsüz rekabeti teşvik eden ve uzlaşmacı tutumdan uzak yaklaşımlar, kurumlara uzun vadede çok büyük zararlar verir.
“Etkili iletişimin” gerçekleşmediği bir ortamda, başarılı bir ekip çalışmasından söz etmek mümkün müdür? Birbirlerinin ve ekibin ihtiyaçlarına karşı duyarlı davranmayan, yalnızca kendi öncelikleriyle harekete geçen, yapıcı geri bildirim vermeyi bilmeyen, yapılan eleştirileri gelişimi için fırsata dönüştüremeyen bireyler ile açık ve samimi paylaşımlara yer verilmeyen bir çalışma ortamında başarılı bir ekip çalışmasının gerçekleşmesinden ne kadar söz edilebilir?
“İş birliği ve paylaşım” ekip çalışmasının olmazsa olmaz değerleridir. Okulların organizasyon şeması, mevcut iş birliği sürecini çok net bir şekilde şematize eder. Hiyerarşik bir yapının varlığının sinyallerini dikeyde tek yönlü oklarla oluşturulmuş bir yapılanma ile görebilirken, iş birliğinin ve yetki devirlerinin olduğu bir kurum yapılanmasını yatayda karşılıklı kesik oklarla temsil edilen bir organizasyon şemasıyla görmek mümkündür.
“Liderliğin paylaşıldığı” bir okul atmosferinin yaratılmasında, okul yöneticilerinin yaklaşım ve tutumları çok belirleyicidir. Ortak kararların alındığı, bireysel farklılıkların zenginliğe dönüştüğü, “Her işi en iyi ben bilirim.” diyen yönetici yaklaşımlarının terkedildiği bir eğitim kurumunda öncelik “eğitim ve öğrenme”dir. Yaş, tecrübe, eğitim, birikim ve başka birçok kriter açısından birbirinden farklı öğretmen, yönetici, uzman ve destek birim çalışanlarından oluşan okul topluluğunda mesleki gelişimi destekleyen paylaşımlar “ekip ruhunu” güçlendirir.
Keskin hiyerarşik yapılanmalar, yenilikçiliği besleyen yaratıcılık ve inisiyatif üzerinde bozucu etkilere sahiptir. Buna karşılık esnek ve daha özgür yapılanmalar insanların deneysel girişimlerde bulunmalarını, öne çıkıp kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırır. Burada önemli olan yapılacak çalışmanın, işin ya da projenin özellikleriyle organizasyonel yapının uyumlu olmasıdır. Aksi halde ekip çalışmasından beklenen sonuç alınamaz. Ekip çalışmasını engelleyen kurumsal zaafiyetlerden birisi de, yan fonksiyonlardan birinin esas fonksiyonların önüne geçerek onlar üzerinde hegemonya kurmasıdır. Bu durumdan tüm kurum zarar görür ve başarılı bir ekip çalışmasından söz edilemez.
Bireysel ya da kurumsal başarıların kutlanması, karşılaşılan güçlük ve engellerin aşılması için destekleyici bir yaklaşımın benimsenmesi başarılı bir ekip çalışması için gerekli ortamın oluşturulmasına katkı sağlar. Yüksek performanslı ekiplerin ilişkiler ağı incelendiğinde profesyonel çalışma ortamlarını besleyen “takdiri doğru kullanma ve destekleyici yönetici tutumları” dikkati çekmektedir. Özellikle genç öğretmenlerin aidiyet duygularını güçlendirme konusunda bu şartların oluşması önemlidir.
Okulun yaşantısında ekip çalışmasının başarıyla gerçekleşebilmesi için “koordinasyon ve eş güdüm” süreçleri de önemlidir. Görev tanımlamaları, prosedür ve işleyiş ile ilgili açıklamalar, herkes için açık ve net olmalıdır. Bireysel performansın, takımın bütününe yapacağı katkıya dikkat çekilmeli, büyük resimdeki küçük parçaların önemi ve anlamı vurgulanmalıdır ki tüm takım üyeleri, varlıklarının değerinin farkına varabilsinler.
“Organizasyon”, etkili bir liderlik yaklaşımıyla işlerin belli bir düzen içerisinde gerçekleşmesi demektir.Organizasyon içindeki aşırı kontrol, inisiyatifi öldürür ve yaratıcılığı yok eder. Elbette hedeflerin ölçülebilir sonuçlarının bir sistem dahilinde izlenmesi önemlidir. Ancak burada liderliğin referansı konum, makamın refleksleri ise kontrol etme davranışlarına dönüşürse başarıya giden yolda ekip çalışmasının varlığından söz etmek artık imkansızlaşır.
Sonuç
Kurumsal hedeflerin gerçekleştirilmesinde “başarılı bir ekip çalışmasının gerekliliği” alandaki tüm bilimsel çalışmalarla doğrulanmış bir hipotezdir. Okul yöneticilerinin ve eğitim liderlerinin bu konudaki sorumluluğu büyüktür. Öncelikle okul topluluğunun tüm üyeleri arasında saygı, hoşgörü ve güven ilişkisinin esas olduğu okul iklimi oluşturulmalı, hedef ve stratejiler herkesin anlayabileceği açıklıkta olmalı, yetki devirlerine izin veren, işbirliğini teşvik eden organizasyonel yapılanma sağlanmalıdır. Okulların ekip çalışması anlayışlarını, bu değişken ve dinamikler açısından sorgulamaları başarıya giden yolda her geçen gün biraz daha önem kazanmaktadır.
Zehra Kasap
Okul Müdürü
Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Anaokulu ve İlkokulu
Bu yazı egitimtercihi.com sitesinde yayımlanmıştır.