19. yüzyıldan miras kalan bu köklü okulun, şimdiki haliyle modern koridorlarında yürürken, aslında sakladığı geçmiş hikayeleri düşünmeden edemiyorum. Yirmi yılı aşkın bir süredir Yabancı Diller Bölümü’nde İngilizce Öğretmeni ve Akademik Uzman olarak, bu büyük mirasın bir parçası olmanın onurunu yaşıyorum. Ancak bizleri şekillendiren yalnızca zamanın akışı değil; bizden önce burada olanların bıraktığı izler ve bugün rehberlik ettiklerimizle yazılan yeni hikayeler.
O kadar yıl dönüşerek, gelişerek ama aslını en iyi şekilde koruyarak ayakta kalmayı başarmış bir kurumun parçası olmak, tarif edilmez bir his. Bu okul, yıllar içinde türlü zorluklarla karşılaşmış; ama özünden ve yönünden ödün vermeden dimdik durmayı başarmış bir yapı. Bazen hayatta karşılaştığımız zorlukları düşünürken, “Burası dünya savaşlarını bile atlatmış bir kurum” diye içimden geçiriyor ve bu düşünceyle derin bir nefes alıyorum.
Her 24 Kasım’da, Öğretmenler Günü’nü kutlarken paylaşılan eski fotoğraflar beni derinden etkiliyor. O karelerde gördüğüm öğretmenlerin yüzleri, kimi bilgelik dolu, kimi gençliğin heyecanını taşıyan, bu mesleğin ne büyük bir sorumluluk ve ayrıcalık olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. O fotoğraflar, sadece birer anı değil; aynı zamanda okulumuzun dayanıklı ruhunun, kuşaklar boyu aktarılan değerlerin ve öğretilerin somut birer kanıtı.
Tüm bu anlar, yalnızca akademik başarının değil, aynı zamanda Terakki’nin şekillendirdiği değerlerin, anlamlı bağların ve derin bir kimliğin izlerini taşıyor. Bu izler, sınıf duvarlarının dışında öğrencilerimizin; hayata karşı duruşlarında, geliştirdikleri öz güven ve merak duygularında, farklı kültürlere ve fikirlere karşı açık yürekli olma hallerinde görülüyor. Terakki’nin şekillendirdiği bu değerler, öğrencilerimizin başarılı olmasının yanı sıra, aynı zamanda bilinçli, sorumluluk sahibi ve hayata ilham veren birer insan olmalarını sağlıyor.
Bunun yanı sıra, her sene kendini geliştirmenin önemini belki de en tepeye koyan bir okulda olmak, ne kadar eski bir çalışan olsanız da, her yılın yeni bir meydan okuma gibi hissettirdiği bir ortamda çalışmak, ayrı bir motivasyon kaynağı. Her yıl yeni projeler, değişen ihtiyaçlar ve gelişen hedeflerle yeniden şekillenen bir anlayışa uyum sağlamak, insanı hem zinde tutuyor hem de daima ileriye bakmaya teşvik ediyor.
Okulumuzun tarihi, bu sürekliliğin en güçlü hatırlatıcısı. Bu mirasa katkı sağlamak, hem bir onur hem de bir çağrı: geleceğe bilgi ve değerlerin meşalesini taşımak, başkalarına ilham verecek izler bırakmak. Bu miras yalnızca tarihin sayfalarında değil, öğrettiklerimizden ilham alan, Terakki değerlerini benimseyen öğrencilerimizin kalplerinde ve zihinlerinde yaşamaya devam ediyor.
Kendi yolculuğumu düşünürken, benden önce gelenlerin etkisi karşısında derin bir minnet duyuyorum. Aynı zamanda geleceği şekillendirme imkanının verdiği motivasyonla doluyorum.
Dilerim hepimiz, yankı uyandıran ve Terakki’nin değerlerinin gelecekte de ışıldamasını sağlayan izler bırakabiliriz.
Burcu Çubukçu
İngilizce Öğretmeni ve Akademik Uzman