Uzun yıllardır Terakki ailesindeyim. 26 yıllık Terakki yolculuğuma henüz yeni mezun bir kütüphaneci adayı olduğumda, beklemediğim bir anda gelen okul kütüphaneciliği teklifi ile başladım. Üniversiteden bir hocamın önerisi ile geldiğim ve daha önce alanda hiç tecrübem olmadığı için iş görüşmesine gelmekten bile çekindiğim Terakki ailesine, 3 Kasım 1997 yılında dâhil oldum.
O yıllarda da, bugün olduğu gibi ilkokul ve lise olmak üzere iki kütüphane bulunmaktaydı. Görev yerim olan lise kütüphanesinde işe başladıktan bir hafta sonra, çalışma arkadaşımın doğum iznine ayrılmasıyla bir süre yalnız çalışmak zorunda kaldım. Yeni mezun ve tecrübesi olmayan bir kütüphaneci için zorlayıcı olmakla beraber, heyecan verici bir üç ay olmuştu. Bir anda mesleki bir okyanusun içine dalmak ve deneyimleyerek öğrenmek keyif vericiydi.
O günlerden bu günlere değişen ve gelişen dünya düzeninde kütüphanelerde de büyük gelişmeler yaşandı. Özellikle o dönemlerde kayıtların kart kataloglarda tutulduğu, kullanıcıların defterlerle kayıt altına alındığı bir çalışma düzeninden, kütüphane otomasyon programlarına geçiş ve ödünç alınan kitapların takibinin rahatlıkla yapıldığı bir düzen… Bunlar, o zamanlar yeni bir kütüphaneci olan bana söylenseydi sanırım çok inandırıcı gelmezdi.
Terakki’nin ilerici vizyon ve misyonu sayesinde Terakki kütüphaneleri her zaman teknolojiyi takip eden, okul kütüphaneleri içerisinde öncü rolünde olmuştur. Özellikle, ilk otomasyon sistemine geçiş sürecinde, o zaman kullandığımız kart kataloglarında bulunan kayıtların sisteme aktarılmasında sadece biz kütüphaneciler değil, o dönem Terakki’deki tüm birimlerden kütüphanecilere destek verilmişti, bugün hala Terakki ailesinin bir parçası gibi hissetmemi sağlayan o dayanışmanın anlamı çok büyük. 2 ay gibi kısa bir sürede bir dayanışma içerisinde tüm kaynaklar otomasyon sistemine aktarılmış ve o günden sonra tüm işlemlerimiz bilgisayar desteği ile yürütülmeye başlanmıştı. Bu değişikliklerin ve gelişmenin her anına tanık olmak, mesleki açıdan gelişmek, değişmek bana her zaman büyük keyif verdi.
Her yıl yapılan geleneksel Talaş Böreği Günleri’nde, mezunlarımızın kütüphaneyi ziyaret ederek, kütüphanedeki değişime tanık olmaları, güzel düşünce ve dileklerini iletmeleri her zaman beni daha da motive etmiştir. Çoğu mezunumuzun, aradığı bir kaynağı kütüphanemizde bulması ile aslında nasıl zengin bir kütüphaneye sahip olduğumuza, bazen içindeyken bunun kıymetini bilemediklerine tanık olmuşumdur.
Terakki’de hem çalışan hem veli olarak birçok anı biriktirmiş olsam da, beni en çok etkileyen olayı 2023 yılının Mart ayında adıma gelen paketi açtığımda yaşadım.
Paket içinden el yazısı ile yazılmış bir not ve iki adet kitap çıktı.
Notta şöyle yazıyordu;
“İyi günler,
Kitaplığımda en az 13 ve 20 sene evvel ödünç alınmış, ilkokul ve lise kütüphanesine ait 2 adet kitap buldum. Sistemde kayıtlı başka kitap var ise lütfen haber verin.
Teşekkürler.”
Öğrencimiz Berat Ceylan, kütüphaneden ödünç aldığı kitapları bulduğunu ve kütüphaneye geri gönderdiğini yazmıştı. Mail adresini ekleyerek başka ödünç kitabı olup olmadığını da ayrıca soruyordu.
Arşiv kayıtlarına baktığımda öğrencimizin 2010 lise mezunu olduğunu öğrendim.
Göndermiş olduğu kitapların etiketleri yıpranmış, kitapların güncelliği kalmamış olsa da öğrencimizin duyduğu sorumluluk adına çok mutlu oldum. Yıllar sonra kitap iade eden bir öğrencimizle ilk defa karşılaştım. Aynı gün öğrencimize mail göndererek teşekkür ettim. Kütüphaneci olarak anılarıma bir tane daha eklemiş oldum.
Terakki ailesinde bulunmak, burada büyümek, gelişmek, veli olmak, farklı bakış açıları edinmek bana her zaman keyif verdi. Yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle 1 yıl ara verdiğimde, arkamda kocaman bir ailenin olduğunu bilmek, desteklerini her zaman hissetmek benim için çok anlamlıydı. “Acaba çocuklarımın mezuniyetini görebilecek miyim?” kaygısıyla geçirdiğim o günlerden bu günlere gelmenin ve kızımı bu dönem mezun edecek olmanın keyfini sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgi ve saygılarımla
Emine Şen Demir
Kütüphane Sorumlusu