Levent Yerleşkemizden lise öğrencilerimiz, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş’le 22 Mart Çarşamba günü bir araya geldi. Dünya Su Günü kapsamında konuğumuz olan Türkeş, “Dünya’da ve Türkiye’de İklim Değişikliği – Kuraklık ve Çölleşme” üzerine konuştu.
İklim insanı, insan da iklimi etkilemektedir. İnsanoğlunun yaşamı ve gelişimi, önceleri doğal çevreyle uyum içinde sürmüştür. Ancak dünyadaki toplumsal ve teknolojik gelişmelerin hızlı artışı ekolojik sistemin dengesini bozmuştur. Bunun neticesinde insanlık, küresel iklim değişikliği problemi ile karşı karşıya kalmıştır.
İklim hiç değişir mi? Küresel ısınma nedir, nasıl oluşmaktadır?
Hava olaylarının küresel ısınma ile bir ilişkisi var mıdır?
Dünyada küresel ısınmadan etkilenecek olan alanlar nereleridir?
Ülkemiz küresel ısınmadan nasıl etkilenmektedir ve etkilenecektir?
Bu tehlikeli gelişmenin seyircisi durumunda olan insanlık ise dünyada dengeli bir çevrenin korunamaması halinde tüm canlıların varlığının sürmesinin olanaksızlığını acaba ne zaman anlayacaktır?
Tüm bu sorulara Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ hocamızdan cevaplar almanın yanı sıra küresel ısınmanın etkilerine dair izleri sadece atmosferi en çok kirleten ülkelerde değil dünyanın her köşesinde aramamız gerektiğini de öğrendik.
Konuğumuzun özetle “Küresel ısınma veya iklim değişikliği, nedenleri ve etkileri açısından global bir sorundur. Bütün ülkeler, küresel ısınmadan az ya da çok etkilenecektir. Fakat söz konusu etkiler, dünyanın farklı bölgelerinde farklı olacaktır. Değişimlere uyum sağlayamayan ve gerekli önlemleri alamayan az gelişmiş veya fakir ülkeler, küresel ısınmanın olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalacaklardır. Küresel ısınmanın çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerinin boyutu, bugünden kesin olarak bilinememektedir. Fakat küresel ısınmanın bazı etkilerinin, bugün tahmin edilenden çok daha fazla olabileceğini söylemek mümkündür. Özellikle bölgeler veya ülkeler arası farklılıkların artması, göçler dışında, huzursuzluklara, terör olaylarının artmasına, su kaynaklarının paylaşımında bölgesel veya ülkeler arası çatışmaların çıkmasına neden olabilir. Küresel iklim değişikliğinden Türkiye de olumsuz şekilde etkilenecektir. Hazırlanan çeşitli senaryolara ve IPCC projeksiyonlarına göre Türkiye’nin de içinde bulunduğu enlemlerde, sıcaklıklarda artışlar, yağış rejiminde değişmeler, deniz suyu seviyesinde yükselmeler ve toprak su içeriğinde önemli azalmalar şeklinde olacağı tahmin edilmektedir.” sözleri ve özellikle verdiği farklı örnekler biz dinleyiciler için çok düşündürücüydü.
Söyleşinin bütününde tespitlerin, kanıtlarının, verilen örneklerin, iklim modellemelerinin yanı sıra çözüm önerileri üzerine de konuştuk. İklim krizinde çözümün; yaşam biçimimizin, sanayi uygarlığı denen sistemin ve buna hâkim olan ilişki biçimlerinin değişmesiyle yakından ilgisi olduğunun ayırdına vardık.
Yaşam düzeyini yükseltme çabalarında, bilinçsizce tüketim maddeleri kullanımının körüklenmemesi, doğanın ve ekolojik dengenin korunması, canlıların yaşamsal haklarının sağlanması ve geleceklerinin teminat altına alınması, ülkelerin ekonomik çıkarlarından vazgeçmesi, bireysel önlemlerle birlikte tüm ülkelerin gerekli duyarlılığı göstermesi ve işbirliği sağlaması küresel iklim krizinin önlenmesinde etkili olacaktır.
Unutmayalım, insan yeryüzünde görüldüğü andan itibaren türünün devamlılığını dahi tehlikeye düşüren birçok olayla karşılaşmıştır. Her defasında aklı ve mantığı sayesinde bunların hepsiyle mücadele ederek çözüm yolları üretmiş, günümüze kadar türünün devamlılığını sağlayabilmiştir.
Gideceğimiz başka bir dünya olmadığına göre, bu evrende sağlıkla yaşayabilmek için var olma savaşını kazanmalıyız.
Fahriye Ertınaz
Sosyal Bilimler ve Felsefe Bölümü
Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Lisesi Coğrafya Öğretmeni