Lise Öğrencilerimiz Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nu Dinledi

1605

Lise öğrencilerimiz, 26 Ekim Salı günü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nun konuşmacı olduğu “Cumhuriyet ve Halk Yönetimi” adlı konferansımıza katıldı. Etkinliğin moderatörlüğünü Levent Yerleşkemizden Tarih öğretmenimiz Belçim Şavlı ve Tepeören Yerleşkemizden Tarih öğretmenimiz Hasan Tahsin Özkaya yaptı.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerimiz kapsamında Sosyal Bilimler ve Felsefe Bölümümüzün düzenlediği konferansta Kalaycıoğlu, ‘cumhuriyet’in bir fikir olarak nereden geldiğini, üretmiş olduğu siyasal sonuçları ve demokrasi ve cumhuriyet ilişkisini irdelediği konuşmasına devletlerin varlık nedenini ve egemenliklerini dayandırdıkları güçleri açıklayarak başladı.

Egemenliğin ilahi bir kaynağa dayanan, hükmetme gücüne sahip bir hanedan ve bir şahısta toplandığı monarşi yapısını anlatırken, monarşinin türlerinden de bahsetti. Mutlak ve meşruti monarşi yapılarını açıklarken, meşruti monarşi rejimlerinin bugün dünyada birçok ülkede görüldüğünü de vurguladı. Meşruti monarşinin demokratik bir siyasal yapılanmayı mutlak surette engellemeyeceğini de belirtmiş oldu. Hükmetme hakkının şahıslarda değil, kamuda olması, yani halkın egemenliği ilkesinin ise cumhuriyet rejimlerinde egemenliğin yeniden tarifi anlamına geldiğini vurguladı.

Genel kamusal yönetim ilkesinin, halkın yönetimde etkili olduğu savını içeren, geniş yelpazede farklı uygulamalara götürdüğünü belirten Kalaycıoğlu, cumhuriyette bireyin “eşit onurlu vatandaş” olarak tarif edilmesi gerektiğini de belirtti.

Konuşmasını cumhuriyet rejimlerinin tarihsel gelişimini anlatarak sürdüren konuğumuz, tarihte ve bugün farklı cumhuriyet yapılanmalarını anlattı. “20. Yüzyılın ilk örneklerinden biri” olarak ifade ettiği Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu ise “Milli Meclis eliyle, patrimonyal geleneksel yönetim üslubuna dayalı şahsi siyasi egemenlik yerine ‘milli hakimiyet’ ilkesinin benimsenmesi” olarak tanımladı.

Cumhuriyet modellerindeki temel varsayımın “halka dayalı siyasal rejim” olduğunu belirten Kalaycıoğlu, ‘halk’ın nasıl tanımlandığının belirleyici olduğunu ifade etti. Halkın nasıl tanımlandığının, halk yönetimi olduğunu iddia eden rejimlerin demokratik, otoriter, hatta totaliter rejim olup olmadığına ışık tuttuğunu belirtti. Roma Cumhuriyeti’nde 20 yaşına gelmiş (belli bir yetkinliğe ulaşmış) erkeklerin halk olarak tanımlandığını, kadınların ve işçilerin (köleler) halk kavramının dışında bırakıldığını; Nazi Almanyasında halkın, ırk kökeniyle tanımlandığını açıkladı. Halkın en geniş ve kapsayıcı tanımının “bir vatan üzerinde yaşayan yurttaşların tümü” olduğunu belirtti.

Cumhuriyetin mutlak surette demokrasiyle sonuçlanmadığını söyleyen Kalaycıoğlu, bu görüşünü İran İslam Cumhuriyeti’nin otoriter ve teokratik bir din devleti olması örneğiyle destekledi.

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nun konferansı için lise öğrencilerimiz bir ön hazırlık yapmıştı. Tarih derslerinde konuğumuzu tanımışlar, makale ve konuşmalarını araştırmışlar ve konuğumuza sormak üzere sorular hazırlamışlardı.

Konuğumuzun konuşması bittiğinde soru-cevap bölümünde kendisine bu sorular yöneltildi. Öğrencilerimiz, cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının tarihsel gelişiminin yanı sıra hangi kriterlerle düşünülmesi gerektiğini de öğrendiler.

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ülkemizin çok değerli bir akademisyeni ve Terakki Lisesi mezunu. Bir söyleşisinden alıntılanan ve konferansın başında kendisini tanıtılırken kullanılan sözlerinde lisedeyken en sevdiği derslerin Fizik ve Kimya olduğunu, üniversitede bu alanda okumak istediğini, sonradan fikrinin değiştiğini ifade ediyor. Kalaycıoğlu, konuşmasına başlamadan önce Terakkili kimliğine atıfta bulunarak eğitimin çok önemli bir alt yapı sağladığını, lisede alt yapıyı sağlam tutanların sonra başka birçok yola rahatlıkla geçebileceklerini belirtti.