Yıllarca öğrenme performansı ve bilişsel süreçler arasındaki doğru orantıya o kadar çok dikkat çekildi ki, öğrenmeyi etkileyen pek çok önemli faktörün göz ardı edildiğine tanıklık ettik. Ancak özellikle son yıllarda artarak devam eden bilimsel ve eğitimsel araştırmalar, duygusal dinamiklerin öğrenme sürecindeki en önemli etkenlerden biri olduğunu gösterdi bize.
Öğrenmenin kaygı, korku, mutluluk, heyecan, öfke, üzüntü, sevinç gibi duygulardan bağımsız olarak gerçekleşmesini beklemek neredeyse imkansız. Çünkü öğrenme, tüm bu olumlu ve olumsuz duyguların etkisi altında gerçekleşir.
Çocuklarımızın farklı ortamlarda, farklı duygu durumunda edindikleri deneyimlerin ne kadar kalıcı olduğunu pek çok kez gözlemleme imkanımız olmuştur. Yapılandırılmış ya da doğal oyun ortamında kendisini mutlu ve güvende hisseden çocuğun kazanımları, kendisini gergin ve tehdit altında hisseden bir çocuktan elbette daha fazla olacaktır.
Okul çağındaki çocuklar açısından duruma bakılacak olursa,
– Kabul edilmediğini düşünen,
– Sürekli eleştirilen ve güvenilmeyen,
– Başarısız olma kaygısı yüksek,
– Ebeveynin yüksek baskısı altında baskılanan,
– Kendisini ifade etme fırsatı bulamayan,
– Büyümesine ve bağımsızlaşmasına izin verilmeyen,
– Her isteği sınırsızca karşılanan, bekleme ve ertelenme toleransı geliştirilmeyen çocukların okula getirdikleri tüm duygular, öğrenme süreçlerini doğrudan doğruya etkilemektedir.
Bu bağlamda okul ortamında ya da dışında çocuğun öğrenme sürecine ilişkin yapılacak planlamaların ve değerlendirmelerin çok boyutlu olması önem kazanmaktadır. Özellikle erken çocukluk döneminde okullar, tüm programlarını eğitimsel ve pedagojik bakış açısıyla yapılandırmalıdır.
Aileyle işbirliği içinde çocuğun sosyal ve duygusal gelişimini destekleyecek şartların oluşturulması, çocuğun diğer gelişim alanlarını da olumlu yönde etkileyecektir. Söz konusu şartların oluşturulmasında okulun eğitim anlayışından kadrosunun yetkinliğine kadar tüm dinamikler birbirini bütünler nitelikte olmalıdır.
Hem okul hem de sınıf ikliminin öğrenmeyi teşvik eden, gelişim alanları konusunda çocukları bilinçlendirerek harekete geçiren, öğrendiklerini uygulaması konusunda onları cesaretlendiren bir yapıda olması gerekir. Bu da ancak kurumun taşıdığı gelişimsel ögeler ve vizyoner bir liderlik yaklaşımıyla mümkündür.
Kendisine güvenilen, mutlu, huzurlu, duygusal ihtiyaçları karşılanan bir çocuk için öğrenme yolculuğu, içinde barındırdığı tüm zorluklara rağmen eğlenceli bir süreç haline gelecektir.
En zor olanı onlar adına karar vermek
En değerli varlıklarımız, çocuklarımız…
Şüphesiz en zor olanı onlar için böylesi önemli bir kararı vermek, geleceğe giden yolda, bugünü onlar için anlamlı ve değerli kılmak…
Bu çok önemli kararı vermeden önce, okuyacak sınırsız kaynağın içinde kaybolan anne-babaların başkalarına değil, öncelikle kendilerine sormalarını istediğim soruları bulacaksınız…
- Çocuğunuzun özellikleri, ilgi ve yetenekleri açısından nasıl bir eğitim alması, onun kendisini gerçekleştirmesine izin verir?
- Çocuğunuzun gelişimsel özeliklerini (fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal) yeterince tanıyor musunuz?
- Okul seçimi yaparken, kendi çocukluk hayallerinizi gerçekleştirecek adımlar mı atıyorsunuz?
- Aile büyükleriniz, arkadaşlarınız, dostlarınız ya da çocuğunuzun arkadaşlarının anne ve babalarının tercih ve yönlendirmeleriyle mi seçenek yaratıyorsunuz?
- Çocuğunuzun uzun soluklu eğitim hayatı için ayırabileceğiniz bütçe konusunda gerekli değerlendirmeyi yaptınız mı?
- Seçtiğiniz okulun köklülüğü, kurumsal bir kimliğe ve kültüre sahip olması önemli mi?
- Okul işleyişinin politika ve prosedürler ile tarif edildiği kurumsal bir yapıda mı yoksa kişilere, durumlara ve zamana göre değişen, işleyişinde belirsizlikler içeren bir yapıda mı olmasını tercih edersiniz?
- Okulun veli ve öğrenci profil özellikleri sizin profil özellikleriniz ve değerleriniz ile uyumlu mu?
- Çocuğunuzun eğitim aldığı okulda mutlu olması sizce ne kadar önemli?
- Okulun eğitim, öğretim programları, eğitime bakış açısı, sizin hayata bakış açınız ve planlarınız ile ne kadar uyumlu?
- Çocuğunuzun eğitimine yurt dışında devam etme olasılığı var mı? Seçiminizde bu olasılığı dikkate alıyor musunuz?
- Önceliğiniz, eğitim programı, ulusal / uluslararası projeler ve güçlü eğitim kadrosu mu? Beş yıldızlı otel konforunda butik bir okul mu?
- Yabancı dille eğitim veren bir okul mu? Neden?
- Yabancı dil ağırlıklı bir program mı? Neden?
- Ana dille eğitim veren bir okul mu? Neden?
- Hangi yabancı dil eğitimi sizler için öncelikli?
- Çocuğunuzun akademik çalışmalar ile birlikte sportif, sanatsal, kültürel ve diğer alanlarda da bütünsel olarak gelişimini önemsiyor musunuz?
- Sadece merkezi sınavlarda başarıyı hedefleyen bir okul sistemi beklentinizi karşılar mı?
- Anaokulundan liseye kadar kesintisiz eğitim alabileceği bir okul mu olmalı?
- Çocuğunuzun potansiyelini kendi içinde en üst sınırına çıkarmayı hedefleyen bir okul mu yoksa performanslarını karşılaştırarak birbirleriyle yarışmalarını sağlayan bir okul mu tercihinizdir?
- Küçük sınıf düzeylerinden itibaren ölçme değerlendirme uygulamalarında sınav ve sınav sonuçlarını merkeze alan bir okul politikası mı yoksa sürece dayalı ölçme değerlendirme araçları ile çocuğunuzun gelişimini izleyen ve destekleyen bir okul politikasını mı tercih edersiniz?
- Çocuğunuzla ilgili olarak duymaktan her zaman mutlu olacağınız paylaşımlarda bulunan bir okul mu yoksa çocuğunuzla ilgili verilere dayalı somut, gerçekçi, geliştirici bilgileri paylaşan işbirlikçi yaklaşıma sahip bir okul mu olmalı?
- Dijital okul mu yoksa teknolojiyi eğitim için planlı olarak kullanan bir okul mu olmalı?
Sorular listesini uzatmak elbette her zaman mümkün.
Okul seçiminde çekirdek aile içerisinde görüş ayrılığı olan seçim kriterlerini en aza indirebilmek ve anne baba olarak ortak noktada buluşmayı başarmak önemli…
Tüm bu sorulara düşünerek, samimi ve olabildiğince objektif cevaplar vermek, onlar adına yapılacak seçimi daha doğru kılacaktır.
Zehra Kasap
Okul Müdürü
Özel Şişli Terakki Anaokulu ve İlkokulu