Levent Yerleşkemizden ortaokul öğrencimiz Aslı Öztürk (8I), İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği “Öğretmenim” konulu kompozisyon yarışmasında “Sen Öğretmenimsin” yazısıyla ilçe ikincisi oldu.
Sen Öğretmenimsin
Siz, adsız kahraman,
Siz, bilime giden yolu aydınlatan meşale,
Siz, her ihtiyacım olduğunda tuttuğum güvenli sıcak bir el,
Siz cehaletin düşmanı, aydınlığın dostu,
Evet, sizden söz ediyorum canım öğretmenim, o sizsiniz!
Annemin sıcak güven dolu kucağından inerek emanet edildiğim o büyük kapıda sıcak gülüşünüzle beni farklı bir aydınlığın içine çeken, korkularımı huzura ve sevince çeviren ilk kişisiniz.
Hayal dünyasından gerçek dünyaya geçerken sabırla her soruma yanıt verişiniz daha dün gibi aklımda. Neler sormadım ki size: Gök neden mavi, kuşlar niçin uçabiliyor, savaşlar niçin oluyor, barış neden güzel…
Sabırla her soruma beni büyütecek, düşünmemi, sorgulamamı sağlayacak ipuçlarıyla yanıtlar verdiniz. Bazen buğulanırdı gözleriniz savaşın, kinin, öfkenin, cehaletin nelere yol açtığını örneklerken. Tarih sayfalarının arasından sıyrılıverirdik birden okumaya başladığınız şiirlerle, söylediğin şarkılarla. Bayrak ve vatan sevgisinin ne olduğunu , ülkemi sevmeyi, varlığınızla öğrendim bir bir.
Okuduğum her öyküde, her şiirde; yaptığım her hesapta ülkemi, dünyayı bir başka gözle görmeyi öğrendim sayenizde. Yoksulluğun ayıp olmadığını, gerçek varsıllığın yürekte beslenerek bir ağ gibi insanı, toplumu sarmadıkça değersiz olduğunu hissettirdiniz davranışlarınızla.
Ben kendime bile inanmazken bana inandınız. Sorumluluklar verdiniz ve beni izlediniz. Yapamadığım zaman yüreklendirdiniz, pes etmeme izin vermediniz. Adım adım ilerledik bu yolda. Her sınıfta sizinle kendimi yeniden keşfettim .Neleri iyi yapıp neleri geliştirmem gerektiğinin farkına vardım.
Gün geldi çalışmaktan sıkıldım, gün geldi sınırlarınızı ve sabrınızı zorladım. Yüzünüzün davranışlarıma göre bazen bulutlandığını bazen aydınlandığını gördüm. Her okul dönüşü evdeki paylaşımlarımda sizden söz ettim aileme sıcak duygularla.
Ben büyüdükçe farklı derslerde farklı yüzlerle tanıştım ama hep aynıydınız öğretmenim. Bilimin aydınlığı sinmişti her birinizin yüzüne. Her biriniz biricik, her biriniz ayrı bir meşaleydi.
Atatürk adının büyüklüğünü ve onun emanetlerini koruma görevinin benim olduğunu tarih sayfalarıyla yüzleşerek anlamamı sağladınız.
Ülkemin geçmişini öğretirken geleceğinin de bana bağlı olduğunu, cumhuriyetin erdemlerini ve onun bir kutsal emanet olduğunu öğrettiniz.
Beni ben yapan değerlere her biriniz katkıda bulunurken özgür olmama, bireysel kararlar almama izin verdiniz. Özgün, onurlu birey olmam için yolumu açtınız.
Doğaya, insana değer veren davranışlarınızı gördükçe ben de doğayı ve insanı daha cok sevmeye başladım.
Yaşam tek renk ve tek pencereydi bir zamanlar benim için.
Ebemkuşağına dönüştü renkler varlığınızla. Dünyaya farklı pencerelerden bakmayı sizin gözlerinizle öğrendim ilkin. O pencerelerde yurdun dört yanına dağılmış neferler gördüm. Kuzeyden güneye, doğudan batıya uzanan her köşe başındaydınız.
Yaşlı, genç, çocuk demeden karanlığın olduğu her yere aydınlık götürmeye, cehalet zincirini kırmaya çabaladınız, bitmeyen bir çabayla. Acılarınız, sevinçleriniz hep içinizde kaldı. Kardelen çiçekleriniz artıkça soldunuz ama hep dik ve kararlı kalarak.
İnsana yapılan yatırımın en ağır ve en çok sabır isteyen yatırım olduğunun bilincinde bir sarraf titizliğinde işlediniz bizi.
Bugünümü ve yarınımı borçlu olduğum ve olacağım tek insansınız.
Uzatınız ellerinizi öğretmenim!
O yıpranmış, tebeşir tozuna bulanmış ellerinizden öpeyim. Yıllar önce beni öpen, saçımı okşayan değerli varlığınıza çok şey borçluyum.
Atatürk’ün dediği gibi yarınlarımız sizin eseriniz olacaktır.
Sizi çok seviyorum öğretmenim!
Aslı Zeynep Öztürk (8I)