Yazma Becerileri Sempozyumumuzun Üçüncüsü Gerçekleşti

3234

Terakki, 19 Aralık Cumartesi günü Levent Yerleşkesinde gerçekleştirdiği “3. Yazma Becerileri Sempozyumu” ile İstanbul ve Türkiye genelinden özel ve devlet okullarında görev yapan 350’ye yakın öğretmeni yazarlar ve alanında uzman kişilerle buluşturdu. Terakki’nin 130+ Projesi kapsamında dili Türkçe olan ve ücretsiz organize edilen Yazma Becerileri Sempozyumu’nun bu yıl ki teması “Yaratıcılık ve Yazma”ydı.

Moderatorlüğünü Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu’nun yaptığı “Nitelikli Okumadan Yazmaya” başlıklı panelde Yıldıray Karakiya, Ali Koç ve Dr. Nilay Yılmaz görüş ve düşüncelerini öğretmenlerle paylaştı.

Nilay Yılmaz, konuşmasına yazar Nabakov’un “İnsan, bir kitabı okumaz ancak yeniden okuyabilir.” sözüyle başladı. Okuma sürecinden bahseden Yılmaz, bir kitap ilk kez okunurken gerçekleşen biyolojik sürece değinerek, “Sözcükleri okuyoruz. Okuduktan sonra belki bir anlamla buluşuyoruz ama bu anlamla ikinci kez buluştuğumuzda ancak o zaman o anlamın katmanlarını fark etmeye başlıyoruz.” dedi. Nitelikli okumanın disiplinlerarası bir okuma olduğunu ve kendisinin de bu tür bir okumadan yana olduğunu söyleyen Yılmaz, bir kitabın uzun soluklu, katmanlı okunması gerektiğini vurguladı.

Ayrıca, bebeğin dil öğrenme sürecini çok anlamlı bulduğunu dile getiren Yılmaz, derslerde yaratıcı okuma, yaratıcı yazma ya da yaratıcılıkla ilgili yapılan tüm çalışmalarda, dilin algılama dizgisinin takip edilmesi gerektiğini belirtti. Çocuğun dinlediği şeyi kavraması, anladığını düşünceye ulaştırması, düşündüğünü konuşması, konuştuğunu okuduğu bir şeylerle eşleştirmesi ve yeniden düşünmeye başlamasının ardından sürecin yeniden başa döndüğünü anlattı.

Nitelikli okuma için yazma dersinin diğer dil becerileriyle ilişkilendirilerek yapılandırılmasını, çocuğun, kelimenin tek bir anlamı olmadığını öğrenmesi için katmanlı okuma yazma çalışmaları yapılmasını önerdi. Ardından Yılmaz, “Bir kitabı, birkaç kere okuduğumuzda, bir metnin üzerinde birkaç kere çalıştığımızda ya da o metni meydana getiren sesler, sözcükler üzerinde ayrı ayrı uzun çalışmalar yaptığımızda nitelikli okuryazar oluruz.” dedi.

Yıldıray Karakiya ise dünyanın her yerinin okunabileceğini, okumanın, yazılı bir belgedeki harflerin birleşip ortaya çıkardığı kavramları anlamak ve öğrenmekten daha öte bir şey olduğunu ifade etti. Bunun üzerine, bir otoparkın toplumsal açıdan okunabilmesiyle ilgili çeşitli örnekler verdi. Ardından, nitelikli okuma konusunu çocuklar açısından ele almadan önce, “Her şeyi okuyabileceğimizi düşünüyorsam, nitelik sadece okuduğum malzemeden mi kaynaklanır, yoksa okuyandan da gelir mi nitelik?” sorusunu yöneltti. Karakiya, okuyanın da niteliği yaratması gerektiğini belirtti ve okumanın teknik olarak öğretildiği çocuklardan nitelikli kitaplar okumalarının beklendiğini dile getirdi.

Okumanın sürdürülebilir olmasını sağlamak için bu eylemin alışkanlığa dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Karakiya, deneyimlerini paylaşarak çocukların okullardaki zorunlu okuma listelerinden bahsetti. Onların eğlendikleri kitapları okumak istediklerini ancak sebebin sadece eğlence olmadığını, okudukları şeylerde “akran zorbalığı” gibi kendi yaşadıkları birçok şeyin bir başkası tarafından da yaşandığını gördüklerini söyledi.

Yazma eylemini, ifade etmek olarak tanımlayan Karakiya, çocukların sadece ifade etmek istediğini, doğru ifade etmekle ilgilenmediklerini vurguladı. Nitelikli yazarlık için, çocukların bir şekilde okumaya ve kendini ifade etmeye teşvik edilmesi gerektiğini anlattı.

Son olarak Ali Koç, yeni çağın hızıyla birlikte okuma, okuduğunu anlama ve yazmanın değiştiğini ifade ederek konuşmasına başladı. Okullarda yazma ile ilgili en temel eksiğin ise haz olduğunu belirtti. Çocuğun haz aldığı kitaplar üzerinden ilerlemek gerektiğini savunan Koç, “Kendi deneyimimizi oluşturduğumuz yolla öğreniriz.” ifadesini kullandı.

Koç, eğitimdeki ana sorunun, herkese her şeyin aynı miktarda öğretilmesi olduğunu vurgulayarak, yazmaktan keyif alan bir grup çocuğa, onlara onlar için çok geride olan bilgilerin verilmeye, o yaş grubundaki kazanım neyi gerektiriyorsa onun sağlanmaya çalışıldığı örneğini paylaştı. Her çocuğun her şeyi sevmek zorunda olmadığını, bir grubun da kendisini daha farklı bir şekilde ifade etmek istediğini belirtti.

Çocuğun dilin sembolleriyle kurduğu güçlü ilişkide, öğretmenin bir kenarda durmayı becerebilmesi, işin özündeki heyecan ve haz duygusuna mutlaka saygı duyması gerektiğini belirten Koç, tekniğe çok boğulunca çocuğun o temelle olan ilişkisinin zedelendiğini dile getirdi.

yazmabecerileri3

Ayrıca sempozyumda, atölye/uzman paylaşımı çalışmalarıyla bu alandaki ihtiyaçlar doğrultusunda yeni öğrenme etkinlikleri, ölçme değerlendirme araçları üretmek ve türetmek üzere farklı disiplinlerden bilim insanları ve yazarlar buluştu. Toplam 17 atölye/uzman paylaşımı gerçekleşti; bunların dördü Terakki’nindi.

Nuran Direk (Eleştirel Düşünme ve Yazma); Merih Akoğul (Görsel Okuma ve Yazma); Şebnem Oral ve Gülsemin Ergün Kucba (Masalistan-Masal Yazma/Anlatma); Nurçay Türkoğlu (Medya Okuryazarlığını Eğitimde Uygulamak); PMIEF/Murat Taner, Egemen Kurtoğlu, Dilek Doğan, Lerzan Şahin, Pelin Çelik Pembe ve Mustafa Tülü (Öğrencilere Proje Yapma Fikrinin Aktarımı); Şafak Türkel (Reklam/Film Okuma ve Yazma); Damla Kukul (Senaryo Yazma); Cenk Gündoğdu (Şiir Ne Değildir ve Nasıl Okunur?); Burçak Karaboğa Güney ve Burcu Kolancı Özügeldi (Yaratıcı Drama ve Yazma, Edebi Metinden Yola Çıkarak Kısa Oyun Yazma); Tamer Ergin (Yazarken Tekniklere Dayalı Yazma), Mine Söğüt (Yazma Cesareti); Luset Kohen Fins (Yazmaya Başlarken Özümsememiz Gereken Yedi Altın Kural), Süleyman Sönmez (Yazsınlar diyoruz da…Yazmanın Antrenmanı Nasıl Olur?) atölye/uzman paylaşımı çalışmalarıyla sempozyuma destek verdi.

Bununla birlikte, ilköğretim ve lise seviyesinde yazma becerilerinin geliştirilmesi için yürütülen sınıf içi ve dışı öğrenme etkinlikleri ile ölçme değerlendirme uygulamaları da paylaşıldı. Çeşitli kurumlardan 23 adet iyi örnek sunumu yer aldı. Bunların yedisi TERAKKİ’den.

Bu yıl ilk defa gerçekleştirilen yuvarlak masa çalışmasında ise “Neden Yazma Becerileri?” başlığı tartışıldı.

TERAKKİ 130+ Projesi; Terakki’nin 130. yılından sonra geleceğe doğru olan yolculuğunda bilim, kültür ve sanat alanlarını eğitim çerçevesi içinde değerlendiren etkinlikleri, kendi çevresiyle paylaşmayı ve bu yolla çevresine katkı sağlamayı hedefler.

Sempozyum ile ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki web sayfasından ulaşabilirsiniz. www.yazmabecerilerisempozyumu.com

 

YazmaBecerileriSempozyumu_Afis