Terakkililer Güzel Atlar Ülkesindeydi

2300

Her iki yerleşkemizden ortaokul 7. sınıf öğrencilerimiz, 1 – 3 Haziran tarihleri arasında Pers dilinde “Katpatuka” yani “Güzel Atlar” ülkesi olarak bilinen Kapadokya’ya gittiler. Sosyal Bilimler Bölümümüzün organize ettiği gezide Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Çavuşin Kasabası, Hacı Bektaş-ı Veli Müzesi,  Narlı Krater Gölü, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Tuz Gölü ve Ihlara Vadisini gezdiler. Öğrencilerimiz, tarih ve doğanın iç içe geçerek, bütünsel bir güzellik sergilediği beldeleri ve bölgede yaşamış uygarlıkların zenginleştirdiği kültürel birikimi tanıdılar.

İstanbul’dan başlayan kültür turunun ilk günkü durağı; 13. yüzyılda yaşamış büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli Müzesi oldu. Öğrencilerimiz, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve Anadolu’nun Türkleşmesinde katkısı olan ve düşünceleri Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesiyle örtüşen; insan, Tanrı ve evren sevgisi, hoşgörüye dayalı öğretileri ile dünyada tanınan Hacı Bektaş Veli’nin Müzesi’ni rehberler eşliğinde gezme ve tanıma fırsatı yakaladılar. Müzenin ardından, Kızılırmak Nehri kıyısında yürüyüş yapıp dondurma molası ile ilk günü tamamladılar.

Gezinin ikinci gününde ilk durak Oniks Taş Atölyesi’ydi. Bu atölyede ustasından değerli taşlar hakkında bilgi edinen ve taşların işlenmesi ile ilgili görsel bir şölen izleyen öğrencilerimiz, taş işçiliğinin ve ustalığının ne kadar değerli bir meslek olduğunu kavradılar. Ayrıca değerli taşlardan yapılmış el emeği, göz nuru birçok ürünü görme ve satın alma şansı buldular. İkinci durak ise açık hava müzesi eğitiminin başlatıldığı yer olan Göreme Açık Hava Müzesi’ydi.  Öğrencilerimiz, hemen hemen her kaya bloğunun içinde yer alan kiliseleri, şapelleri, yemekhaneleri ve oturma mekânlarını görüp, rehberlerimizden detaylı bilgiler edindiler. O dönemdeki insanların yaşantıları ile ilgili çıkarımlar yapmaya çalıştılar.

Açık hava müzesinin dolaşılmasından sonra, Kapadokya bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan, Göreme-Avanos Yolu üzerindeki Çavuşin kasabasına hareket ettiler. Kasabadaki tarihi mekânların gezilmesi ve küçük bir panoramik turun ardından öğrencilerimiz, eski çağlarda “Keşişler Vadisi” olarak bilinen ve kendine özgü peribacaları ile ünlü Paşabağları’nı gezdiler. Paşabağları’nı gezintisinin tamamlanmasından sonra Üç Güzeller Peribacalarının görülmesi için Ürgüp kasabasına yol aldılar. Küçük bir turun ardından öğrencilerimiz peri bacalarını inceleyip fotoğrafladı.

İkinci günün son durağı ise Avanos’ta yer alan Çanak-çömlek atölyesiydi. Çömlekçilik mesleğinin babadan oğula geçtiğini öğrenen, mesleğin incelikleri hakkında bizzat ustalarından bilgiler edinip çömlek yaptılar.

kapadokya gezisi

Üçüncü günde; Nevşehir ili, Kaymaklı Kasabasında yer alan Kaymaklı Yeraltı şehrine gittiler. 8 katlı olup Hititler döneminde yapılan, Roma ve Bizans dönemlerinde de diğer alanlarının oyularak genişletildiği ve yeraltı şehrine dönüştürüldüğü bu ilginç yapı öğrencilerimizin oldukça ilgisini çekti. Birbirine dar koridorlarla bağlanan odalarını, şarap depolarını, su mahzenlerini, mutfak ve erzak depolarını, havalandırma bacalarını ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı nasıl önlem aldıklarını öğrenerek yer altı şehri turunu heyecan içinde tamamladılar.

Daha sonra, Dünya’nın ikinci büyük kanyonu olarak bilinen Kapadokya’nın doğa harikası Ihlara Vadisi’ne doğru yola çıktılar. Yol üzerinde yine bir doğa harikası olan ve Kapadokya bölgesinin tek krater gölü Narlı Krater Gölü’ne uğrayarak fotoğraf çektiler. Özellikle yaz mevsiminde hareketlenen gölün muhteşem manzarası öğrencilerimizi büyüledi. Manzara eşliğinde çekilen fotoğrafların ardından vadiye doğru hareket ettiler.

kapadokya gezisi

Öğrencilerimiz; bitki örtüsü, kilise ve şapelleriyle doğa, tarih, sanat ve kültür olgusunun bir arada buluştuğu bir kanyon vadisi olan Ihlara Vadisi hakkında bilgi sahibi oldular.  Sonra, uzun bir yürüyüşün ardından yine vadi yakınlarında bulunan Belisırma Restoran’da geleneksel yemeklerin tadına bakmak için öğle yemeği yediler ve Tuz Gölü’ne gittiler. Ülkemizin ikinci büyük gölü olan ve tuz ihtiyacımızın %40’ının karşılandığı, turistik ve ticari açıdan son derece önemli göl kıyısında kısa bir yürüyüş ve fotoğraf çekiminin ardından İstanbul’a doğru yola çıktılar.

Gezi sonunda öğrencilerimiz, doğal ve tarihi güzellikleriyle kapılarını dünyaya açan, tarihin ve doğanın birleştiği, insan eli,  emeği ve duygusuyla şekillendirilmiş büyülü bir bölgeyi tanıma fırsatı yakaladılar. Edindikleri bilgi ve deneyimler, gördükleri esrarengiz oluşumlar onların yaşantılarına yeni bir boyut kattı. Böylece ortak mirası tanıma, anlamlandırma ve koruma fikrinin ne kadar önemli olduğunu anladılar.