Ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödül alan, yazdığı her eserle büyük kapıyı zorlayan Zülfü Livaneli, 5 Mayıs Perşembe günü her iki yerleşkemizden ortaokul 8. sınıf ve lise hazırlık sınıfı öğrencilerimizle bir araya geldi.
Livaneli, 8. sınıf öğrencilerimizin son dört yıldır zevkle okuduğu, maketlerini yaptığı, eleştiri yazıları yazdığı “Son Ada” adlı kitabını söyleşide öğrencilerimizle değerlendirdi; martılardan yola çıkarak her canlının varlığını sürdürebilmesi için ütopik de olsa bir adaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Yaşadığımız çevrenin doğal ve kültürel değerlerinin niçin korunması gerektiğini kendi yaşanmışlıklarından, martılardan örnekler vererek açıkladı.
Öğrencilerimiz, okudukları kitapla ve edebiyatla ilgili sorularını Livaneli’ye sorarak ütopyanın baskılar sonucu distopyaya dönüşümünde yer alan temel kavramları birlikte sorgulama fırsatı buldu.
Livaneli, “düşünmek ve gülmek” kavramlarına dikkat çekerek, bu kavramlara farklı kültürlerde farklı bakış açılarıyla yaklaşım gösterildiğini, Türk kültüründeki dogmatik yaklaşımı deyim ve atasözleriyle örnekledi. Düşünmeyen insanın edebiyatta üretkenliğini koruyamayacağını söyledi.
Öğrencilerimizin “Toplum mu sanatı, sanat mı toplumu yönlendirmeli?” sorusuna, sanatçıların yaşadıkları çağı “aydınlatmak” misyonunu yüklenmeleri gerektiğini tarihten örnekler vererek yanıtladı.
Livaneli; çok içten, akıcı, sıcak duruşuyla söyleşideki çok yönlü paylaşımlarıyla Terakkilileri etkiledi. Edebiyat adına verimli bir soluktu.